Hakkımda



Aslında insan çocukluğumdan başlamalı anlatmaya. 20.04.1984’de doğmuşum, saatini henüz bilen yok kimileri gece diyor kimiler akşamüstü en azından geç bir saatte doğduğum belli. Bunun etkisi olsa gerek hayat boyu erken yatma gibi bir özelliğim hiçbir zaman olmadı. Her zaman uyumak için saatin 12’yi geçmesini azimle bekledim. Sanki yatağa girmek işkence gibiydi ya da zaman kaybıydı. Annem beni uyutmak için yanımda yatardı fakat kendi uyuya kalırdı  ben cin gibi etrafa bakardım. Bu yüzden bir hayli şiddete maruz kaldığımı söyleyebilirim.  Neyse zamanla bu duruma alıştım. Artık 2’den önce yatamıyorum. Sabah kaçta kalkacağımın pek bir önemi de yok aslında…

Neyse yavaş yavaş büyümeye başladım. Ama büyüdükçe yaramazlıklarımda benimle birlikte büyümeye başladı. 2 kere ayak bileğimi kırdım.1 kattan aşağı uçtum. Kaykayla kayarken suratımı yere sürttürdüm, koltuğun kol kısmını annem beni sokağa çıkarmadı diye kırdım, sonra koltuğu yaktım v.s. Kim bilir saysam daha neler çıkar. Mahalledeki erkeklerle maç yapan tek kız bendim ama iyi oynuyordum çocuklar ne yapsın. Allah’tan top oynadığımız yer evden rahat görünmüyordu. Yoksa anneme yakalanmak gerçekten pekiyi olmayabilirdi. Annem ayakkabılarımın nasıl olur da üst kısmını bu kadar pislendiğini hep düşünürdü. Sonra kıskançtım da, ablamı kıskanırdım. Dimi size de garip geldi. Benimki dağdan gelip bağdakini kovmak oldu biraz ama bu geçici bir şeydi sanırım. Sonraları onun hayatımdaki en önemli insan olduğunu anlamaya başladım. Şuanda bende olan yerini kelimelerle tarih bile edemem.

Neyse haşarı bir çocukluktan sonra bir türlü alışamadığım okul hayatı başladı, hep bana göre olmadığını düşündüğüm, ama nedendir bilinmez bir türlü kopamadığım okul hayatım… 5yıl ilkokul, 3 yıl ortaokul ( bizim zamanımızda ayrıydı da), 4 yıl lise, 5 yıl üniversite ve bir sürü kurs... İlkokula yazıldığım gün anneme dönüp “ ben okula gitmek istemiyorum ama biliyorum ki gitmek zorundayım” demişim. O zamandan belliymiş sorumluluk sahibi olacağım, hiç sevmediğim okul hayatını (yanlış anlaşılmasın okul hayatı güzel ben ders çalışmayı sevmedim :D) sorumluluk duygum vasıtasıyla başarıyla tamamladım.

İlkokul dönemim çok yoğun geçti malum kırık çıkık, ona rağmen 60 kişilik bir sınıfta en iyi öğrencilerden biriydim. Bu aslında benim başarımdan çok, mükemmel bir öğretmen olan hala arayıp sorduğum ve ona karşı olan sevgimden hiç bir şey eksilmeyen, ilkokul öğretmenim Cengiz Çam’ın başarısıdır. Ortaokula kurayla girdim. O dönemin iyi okullarındandı ve çok talep vardı noter huzurunda çekiliş yapıldı ( Bakırköy Cumhuriyet İlköğretim okulu).Ortaokulda bir duruldum sanki bir ağırlık geldi bana ama yinede içimde fırtınalar kopuyordu. Her ergenlik çağına girenler gibi şiir yazdım gereksiz yere hayata isyan edip, ağladım. Bunun ne kadar saçma olduğunu anlamam uzun sürmedi Allah’tan durmam gereken yeri biliyordum ve durdum. Ortaokulda bir arkadaşım vardı, maddi durumları bir hayli iyiydi. Babası turizmciydi oradan bir etkileşim olsa gerek, orta ikiden sonra turizmci olmaya karar verdim ve bu isteğimi gerçekleştirmek için sonuna kadar gittim. Anadolu liseleri sınavında Mehmet İhsan Mermerci Turizm ve Otelcilik Anadolu Meslek Lisesini kazandım. İstediğim olmuştu da, gerçekten bunu isteyip istemediğimi sonraları anlamaya başladım ama çokkk sonraları… Neyse bir yıl hazırlık okuduktan sonra 10. sınıfta seyahat bölümüne geçtim niye seyahat derseniz bir şey diyemeyeceğim hani istediğimden değil yani o bölüm çok popülerdi o dönemde bende ortalaması iyi olanlar arasında olunca o bölümü seçip 10/C sınıfına adım attım. Hayatımın en güzel okul dönemini bu sınıfta yaşadım diyebilirim. Okulumuz nisan ayının başında kapanırdı ve 6 ay gibi uzun bir süreyi kapsayan staj dönemimiz başlardı, işte çalışma hayatına da böyle girdim. Lise 1 de Sultanahmet’te 6 ay çalıştım. Mutluydum para kazanıyordum. Kazandığım ilk parayla bilgisayar alabilmek için taksidine girdim. Aldığım maaş o zamanın parasıyla 90 milyondu, bilgisayar taksidim de 90 milyondu anlayacağınız bana bir şey kalmıyordu. Allah’tan turistler sağolsun bahşiş konusunda çok bonkördüler en azından her gün yol paramı ve harçlığımı çıkarabiliyordum.

Çocukluğumdan beri elektronik eşyalara ayrı bir zaafım vardı. Babadan geçti sanırım. Hani şu konuşan oyuncak telefonlar vardı ya onların içlerini açar durduk yere lehim yapardım. Sonra atari oyunları falan derken bilgisayara sarmaya başladım. Turizmci olma konusunda da ısrarlıydım aslında ama karasızdım. Lisede bilgisayar öğretmenim bana neden bir bilgisayar bölümüne yazılmadığımı sormuştu, anneme de bundan sonra bilgisayar okumam konusunda çok öğüt verdi. Ama takdir edersiniz ki lisede Turizm okuyup, üniversitede başka bir bölüm okumama imkan yok evet belki yapabilirdim. Ama o zamanda Türkiye birincisi çıkmam gerekiyordu. Eee Anadolu meslek lisesi çıkışlı biri derslerde öss’ye dair bir şey görmediğini hesaba katarsak, en az 2 ya da 3 yıl kursa gitmem gerekirdi. Tabi bu yemedi, bende nereyi kazandıysam gittim işte…

Anadolu Üniversitesi ıyyy hiç sevemedim orayı aslında şehirle ilgili hiçbir problemim yoktu ama sorunlarımı anlatıp sizi de sıkmam istemem neyse işte orada da hazırlık dahil 5 yıl okudum. Ama bu arada içimdeki bilgisayar aşkı önlenemez bir şekilde yükselmeye başladı okulu üstün azim ve başarımla daha hızlı bitirdim. Bir tek dönem tezim vardı bende sadece arada sırada gidiyordum okula neyse onu da hallettik ve bitti okul işte.. Tabi bu arada boş durmak istemedim artık kararlıydı bilgisayar üzerine bir şeyler yapmak istiyordum. En azında ileride “keşke bunu yapsaydım” demek istemiyordum. Bende hemen 2 tane kursa yazıldım. Biri web&grafik, diğeri yazılım hayatımda bu kadar keyif alarak yaptığım başka bir şey bilmiyorum. Tabi bu arada İngilizce kursunu da unutmamak lazım akşamları da İngilizce konuşma kursuna gidiyorum. Yoğun ama güzel bir dönemdi.

Bu dönemin sonunda bilgisayar üzerine iş aramaya başladım ve bulmayı başardım da, beş yılımı vereceğim kendi işim gibi sahipleneceğim MKM Bilgisayar dönemi başlamıştı benim için çok severek çalıştım çok azimliydim. Geceleri uyumama özelliğim bana çok yardım etti desem yeridir, ilk bir yıl gece 3-4'de yatıp sabah 8'de kalkıyordum. Ama kod yazmak çok zevkliydi ve bende bir tutku haline gelmişti. beş yılın sonunda MKM Bilgisayar'dan üzülerek de olsa şirketin küçülmesi sebebiyle ayrılmak durumunda kaldım. Daha büyük ve kurumsal bir firmada büyük bir ekiple çalışma isteğim vardı. 2012 kasım ayında karşılıklı anlaşarak ayrıldım. Şu anda c# ve .net yazılım uzmanı olarak freelance  iş yapmaktayım. İş arama sürecim yeni yeni başladı. Süreç bitince sizi gene bilgilendiririm ;)

Neyse okul hayatımda böyle, tabiî ki can alıcı nokta aşk hayatımdan bahsedeyim birazda, valla çapkın olduğumu söylerler ama ben sevdiğim adamı lise sıralarında buldum ve hala onunlayım çapkınlık buysa… Tabi onun dışında benimde sevdiklerim, baktıklarım, platonik aşklarım oldu ama … Hayat beni hep aynı adam yönlendirdi… Çok sevdiğim bitanecik aşkıma, onu tanıdıkça daha da seviyor ve bağlanıyorum. Onunlayken işte hayat, yaşamak bu diyorum, ben ona bir şeyler katıyorum o da bana birlikte bir bütün oluyoruz sanki… Birlikte yapamayacağımız şey yok biz sadece sevgili değiliz, biz hem arkadaşız, hem sırdaşız… seni çok seviyorum bitanem.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Android Geliştirme Ortamı Kurulumu

C# ile Progress Bar ve Timer Kullanımı

varchar ve nvarchar arasındaki fark